Romantik ilişkilerde ya da arkadaşlık ilişkilerinde elinizde bir defterle reddedildiğiniz anları not edip biriktiriyormuş gibi hissettiğiniz oluyor mu?
“Kesin bir gün benden ayrılacak. Eğer beni gerçekten tanırsa, bir gün beni bırakacak.”
Romantik ilişkilerde ya da arkadaşlık ilişkilerinde elinizde bir defterle reddedildiğiniz anları not edip biriktiriyormuş gibi hissettiğiniz oluyor mu? Peki, İçten içe bir gün terk edileceğinize emin olup, o anı beklediğiniz oluyor mu?
He Lihuai- Hands
Reddedilmeye karşı geliştirdiğimiz duyarlılık, evrimsel bir sürece sahiptir. İnsan, var oluşundan bugüne kadar kendini korumak için pek çok fiziksel ya da bilişsel mekanizma geliştirmiştir. Toplum tarafından reddedilmek de bu mekanizmaların ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Reddedilme de bu mekanizmalardan biridir. Reddedildiğimiz bir topluluk, yaşamımızın devamı için önem barındırır (Jaremka ark. 2013, Tang ve Richardson 2013). Reddi algılamak için geliştirdiğimiz bu kalkanla kendimize daha ılımlı ve sağlıklı bir ortam yaratmaya çalışırız. Ancak buradaki ret algısı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bunu etkileyen en önemli faktör ise kişinin öğrenme geçmişidir, yani ilk reddedilme deneyimi. İlk sosyal deneyimi kabul edilme yönündeyse kişinin sonraki yaşantısı bundan olumlu etkilenmektedir. Tam tersi durumda yani reddedilme olduğunda ise kişi bundan olumsuz etkilenmektedir.
Reddedilme duyarlılığı, reddedilmeyi kaygıyla bekleme, algılamaya hazır olma ve reddedilmeye karşı aşırı tepki gösterme olarak tanımlanmaktadır (Downey ve Feldman, 1996). Bu duyarlılığa sahip kişiler ilişkilerinde kaygıyla reddedilmeyi beklerler. Belirsizlik yaratan her durumu da reddedilme olarak algılar ve aşırı tepki gösterirler. Sonrasında bu döngü genelleme halini alır ve kişi sürekli olarak reddedildiğini düşünmeye başlar.
Reddedilme Duyarlılığı Modeli
Feldman ve Downey ret mekanizmasını anlamak için şekildeki modeli oluşturmuştur. Temel dinamik olarak, kişinin ret-kabul seçimini geçmiş deneyimlerine bağlı olarak geliştiği görülmüştür. Modelin en önemli kısmı kişinin kaygıyla reddedilmeyi beklediği kısımdır. Bunun en önemli potansiyel nedenleri, ebeveynin reddi olarak görülmektedir. Koşullu sevgi, fiziksel, duygusal istismar gibi tutumlar çocuk için önemli bağlamlar taşır. Çocuğun bu dönemde öğrendiği reddedilmişlik, gelecek deneyimlerine bir zemin hazırlar ve kişi gelecekte de kaygıyla yine reddedilmeyi bekler. Son dönemde yapılan araştırmalar da ebeveyn dışında akran zorbalığının da reddedilme duyarlılığının gelişmesinde önemli bir neden olduğu bulunmuştur (Dodge ve ark. 2003).
Kişiden alınan ilk öykü ile öğrenilen ret, gelecek ilişkilerinde bir ret filtresi olarak devam eder. Kişi kaygılı bir şekilde reddedileceği zamanı bekler. Bulunan ve toplanılan tüm ipuçlarından sonra öfkeli ve saldırgan bir tutum sergiler. Bu davranışlar karşı taraf için bir süre sonra yıkıcı bir hal alabilir ve gerçek bir terk edilme yaşanma ihtimali ortaya çıkar. Pekişen reddedilme döngüsü bu şekilde devam eder.
Reddedilme Duyarlılığı ile Baş Etmek
Öz Saygı
Reddedilme duyarlılığına sahip kişi, daha yakın, sağlıklı ve tutarlı ilişkiler kurabilmek için ne yapmalıdır? Aslında en başta bahsettiğimiz öğrenilen ret kavramı, kişiye sadece reddedilebileceğini öğretmiyor. Öz saygı ve öz şefkat için de belirleyici bir konumda bulunuyor.
Kişinin kendine dair düşüncelerini oluşturan öz saygının içi koca bir “Sen bir gün terk edileceksin.” cümlesinden oluştuğunda, ret döngüsü kaçınılmaz oluyor. Çünkü kişi bu düşünce ile birlikte neden terk edileceğine dair de düşüncelere sahiptir. Kişinin olumsuz algısı açık bir eleştiri yapabilir. Bazen bunun için “Eğer gerçek beni fark ederse kesin ayrılacak” der. “Gerçek ben” diyerek zaten ilişkideki samimiyetin boyutunu söyler. Kendi gibi davranmaktan çekinir, kendi gibi olursa sevilmez. Bu yüzden bir rol belirlemeli ve onu oynamalıdır. Ancak bunun sonucunda saldırganca bir tutum sergiler. Kendini çaresiz hisseder. Bu noktada öz saygı ve öz şefkat değerlerini geliştirecek pratikler yapmak kişiye olumlu bir gelişme sunar. Bunun için kendiyle daha fazla iletişimde olacağı olumlu egzersizler yapmak ya da psikolojik desteğe başvurmak önemli bir gelişme sağlar.
Öz Düzenleme
Sadece öz saygı değil aynı zamanda öz düzenleme kapasitesi yüksek olan bireylerde de baş etme konusunda ciddi farklılıklar görülmüştür. Öz düzenleme becerisi ise çocukluktaki hazzı erteleme becerisi ile ilgilidir. Yapılan çalışmalar, reddedilme duyarlılığı yüksek olan ama hazzı erteleme becerisine sahip kişilerin öz düzenlemelerinin yüksek olduğunu bulmuşlardır. Bunun sonucunda kendilik değerlerini de daha yüksek bildirmişlerdir (Ayduk ve ark. 2000).
Sonuç olarak reddedilme duyarlılığı, öğrenilen bilişsel bir hata dersek, bu bilişsel hatanın tam tersi bir öğrenme ile kabulü de normalleştirebiliriz. Bu sürecin en önemli adımları ise kişinin kendine yönelik düşüncelerini daha ılımlı hale getirmesi, kendi sevilmeye değer biricikliğine sarılabilmesi ve öz düzenleme becerileri geliştirmesi olarak sıralanabilir.
Kaynakça
Ayduk, Ö., Downey G., Testa A, Yen Y, Shoda Y (1999) Does rejection elicit hostility in rejection sensitive women? Soc Cogn,17:245-271.
Dodge KA, Lansford JE, Burks VS, Bates JE, Pettit GS, Fontaine R et al. (2003) Peer rejection and social information-processingfactors in the development of aggressive behavior problems in children. Child Dev, 74:374-393
Jaremka LM, Fagundes CP, Peng J, Bennett JM, Glaser R, Malarkey WB et al. (2013) Loneliness promotes inflammation duringacute stress. Psychol Sci, 24:1089-1097.
Özen, D. Ş., & Güneri, F. K. (2018). İlişki başarısının temel belirleyicisi: Reddedilme duyarlılığı. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 10(4), 454-469
Comments